Öğrenme Güçlükleri
İfade edici dil güçlüğü, düşünceleri kelimelere çevirmekte problem yaşamakla sonuçlanır. Alıcı dil güçlüğü ise başkalarının kullandığı dili uygun şekilde takip edememeyle sonuçlanır. Kimi çocukların hem ifade edici hemde alıcı dilde problemleri olabilir.
Bu çocuklar konuşmayı anlamada yavaş olabilirler ve bazışları okul öncesi dönemde konuşma ve dil terapisi almış olabilir.ilerleyen dönemde şu problemleri yaşamaya devam etmeleri muhtemeldir:
Beyin kelimelerle o kadar dolmuş olur ki çocuk hepsini birden işlemleyemez. Birinci örnekte çay ile ilgili son kısmı anlamış olur ve sonra masaya kirli elleri ve ayakkabıları ile oturabilir. 2. Örnekte ise oturuyor ve ingilizce kitabının 3. Sayfasına bakıyor, aynı zamanda da ne yapacağını düşünüyor olabilir.
Atasözlerini, deyimleri, özlü sözleri anlamada güçlük çekerler (alıcı dil)
Bu söylemler tam olarak söylendiği gibi anlaşılır. Örneğin, meşgul bir anne oğlundan ona el vermesini istediğinde oğlunu yanında durmuş ve elini uzatırken görünce şaşırabilir.
Genellikle bu çocukların ve yetişkinlerin bilgi üretmek veya kavramak için zamana ihtiyaç duydukları anlaşılmaz. Karşılıklı konuşmayı yavaş sürdürür ve kendi temel kelime bilgileriyle sınırlı olarak sürdürürüler. Uygun kelimeyi hatırlamakta güçlük çektikleri için konuşurken kullandıkları kelimeler basit ve sınırlı olabilir. Hatta çocuk yazarken, yazı dilini sadece kodlayabildiği kelimelerle sınırlı tutabilir.
Hem alıcı hem de ifade edici dilde yaşanan bu tür güçlükler akademik çalışma ve sosyal ilişkilere yönelik her girişimi baltalayabilir. Bu çocukların başarıları, uygun iletişim kuramadıkları için sürekli olarak engellenebilir. Herkesin katıldığı bir konuşmada bu çocuk yer alamadığında pencereden dışarıya bakmaya başlayabilir ve hayalci olarak adlandırılabilir. Aile içinde yaşanan kimi konuşmalarda odasına çekilebilir. Okul bahçesinde yalnız başına oynayabilir. Yalnız bir çocuk ifadesi bu çocuklar için sıklıkla kullanılır. Ailelere çocuklarının sınıf içinde daha girişken olmaları gerektiği söylenebilir. Öte yandan çocuk kelimeleri algılamada diğerleriyle yarışacak kadar hızlı olmadığını bilir. Bu nedenle de doğru cevabı bilse bile çoğunlukla elini kaldırmaz. Bu çocuklardan bazıları ise yerinde duramayıp sabırsız olur ve sınıfın geri kalanında kargaşa yaratabilir. Konuşmada baskın taraf olmayı deneyebilirler, böylece takip etmek durumunda kalan veya katılan taraf olmaktan kurtulurlar.
Tüm bu problemlerle birlikte, gerçek sorunun ne olduğunun anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Bu çocuklar beklenilen derecede iletişim kuramadıkları için ve kelimelerin anlaımnı yakalamaktaki beceriksizliklerinden ötürü ebeveynleri ve öğretmenleri rahatsız olabilir. Bu, durumla nasıl başedeceğini bilemeyen ailelerin, öğretmenlerin ve yaşıtlarının üstüne daha da fazla yük bindirebilir.