" DİSLEKSİ DOĞUŞTAN GELEN BİR ÖDÜLDÜR "
23
Mart
2017
X PLANI

    Ebeveyn olarak çocuklarımız hakkında sürekli endişeleniyoruz. Can verdiğimiz bu küçük insanları korumak doğamızda var. Tabii ki aynı döngü büyüdüklerinde de devam ediyor.

Ergenlik dönemi özel bir yer tutuyor. Çocuklarımız büyüdükçe sevinçlerini, üzüntülerini, hayalkırıklıklarını görüyoruz. Bunun yanı sıra bir de görmediklerimiz oluyor. Bu görmediğimiz zamanlarda gerçekten keyifli anlar mı geçirdiklerini yoksa kendilerini içinden nasıl çıkacaklarını bilemedikleri durumlara mı soktuklarını bilemiyoruz.

Her hafta düzenli olarak ergenlerle çalışan bir Bert (kendisi de bir baba), onlara şu soruyu soruyor:

Hiç kendinizi, olmak istemediğiniz ama nasıl kurtulacağınızı da bilemediğiniz bir durumda buldunuz mu?”

Sınıftaki ergenlerin tümü el kaldırıyor.

Bert kendi ergenliğini düşündüğünde de ilk alkol alışını, hiç hoşlanmadığını ama içmek zorundaymış gibi hissettiğini hatırlıyor. O zaman şu soruyu soruyor; Ergenler sadece akran baskısı nedeniyle mi bu durumlara sürükleniyorlar yoksa ebeveynden korktukları için mi?

Sık duymaya alışkın olduğumuz akran baskısına farklı bir yönden bakıyor ve kendi ergenliğini de hatırlayarak, ceza almak, ebeveynle kavga etmek, azar işitmek yerine ergenin nasıl da o istemediği durumda sıkışıp kaldığını vurguluyor. Peki bu durumun bir çözüm yolu yok mu? Bert bu duruma çözüm olarak X Planı’nı geliştirmiş. Kendi küçük oğlu için geliştirdiği plan şu şekilde işliyor:

Oğlu arkadaşlarıyla beraberken işlerin kontrol edilemez bir noktaya geldiğini veya istemediği bir ortama dönüştüğünü farkederse annesine, babasına, ablasına veya abisine sadece “X” yazan bir mesaj gönderiyor. Mesajı gören kişi oğlunu arıyor ve

Hemen seni almaya geliyorum, çok acil bir şey oldu ama telefonda anlatamam, 5 dakika içinde hazır ol” diyor.

Oğlu da arkadaşlarına çok acil bir telefon aldığını, hemen gitmesi gerektiğini söylüyor. Böylece sosyal anlamda dışarda kalma gibi bir durum yaşamıyor ve istemediği ortamdan da ayrılmış oluyor. Ama plan burada bitmiyor. Özellikle Türkiye’deki ebeveynlerin zorlanacağını tahmin ettiğimiz ikinci aşama başlıyor.

Anlaşmanın ikinci kuralı gizlilik. Bert’in oğlu, yaşananlarla ilgili konuşmama ya da dilediği kadar anlatma hakkına sahip. Ne kadar isterse o kadar bilgi veriyor. Bu tamamen oğlunun kararı. Çocuğunuzu, olması gereken yerden 15 km. uzak bir yerden almış olsanız dahi ne olduğunu anlatmama hakkına sahip. Çocuğunuz hazır olduğunda size anlatacaktır, belki de hiç anlatmaz. O anda güvende olduğunu bilmeniz sizin için yeterli olmalı diyor. Bu konuda kendisiyle hemfikir olduğumuzu belirtmek isteriz. Çocuğunuzu aldıktan sonra arabada “ne oldu?” diye çocuğu darlarsanız o plan bir kere uygulanır ikincisinde, annemin-babamın azarını, dırdırını, arabada bana surat asmalarını çekeceğime istemesem de burada dururum diye düşünür. O yüzden, planın işlemesini ve size güvenmesini istiyorsanız sizin de ona saygı duyduğunuzu göstermeniz gerekiyor. Ona saygı duymak da, özelini anlatmak istememesini kabul etmek demek oluyor.

Çocuğunuz yaşananları anlatmak zorunda değil ama bu kuralda esneme yapılan tek bir nokta var, o da planın üçüncü kuralı. Her ne kadar siz onu aldığınız için çocuğunuz güvende olsa da, o ortamda zarar gören veya zarar görme riski taşıyan birileri varsa çocuğunuz bunu söylemek zorunda. Bert, çocuğunuz kendini kurtarmış olsa da sosyal sorumluluğunun da olduğunun farkında olmalı diyor.

Umuyoruz Bert’in oğlu için oluşturduğu bu üç aşamalı, basit ama çok etkili plan ihtiyacı olan tüm ailelerin işine yarar, ergenlikte istemeden ve planlanmadan gelişen durumlarda çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlar.

 

Orjinal metine linkten ulaşabilirsiniz

http://faithit.com/xplan-teens-bert-fulks/?utm_content=bufferddcd7&utm_medium=social&utm_source=facebook.com&utm_campaign=buffer